Kötü gidiş

Kötü gidiş

   İBRAHİM BALCI / SARIYER MANŞET GAZETESİ   

Sarıyer maç kaybetmeye devam ediyor. Teknik heyet değişikliğinden sonra oynadığı iki maçı da kaybetti. Bu gidişle kaybetmeye devam edecek gibi! Bu duruma nasıl gelindi? Bu soruya yanıt aranmadan, gereken sorgulama yapılmadan doğruyu bulmanın imkânı yok!

İstanbulspor maçını analiz etmeden Stat ile ilgili birkaç şey yazmam gerekiyor diye düşünüyorum. Kötü bir Stat göreceğimiz ve berbat bir sahada oynayacağız diye düşünüyordum, YANILMIŞIM! Stat Özel İdare’ninmiş! Yani İstanbul Valiliğinin. Ne tuhaf değil mi? Peki Sarıyer YZÖ. Stadı kimin? İl Spor  Müdürü/Başkanı kim? İstanbul Valisi! Valiyi temsilen de Tamer Taşpınar! Yani Sarıyerli arkadaşımız, kulübümüzün üyesi Tamer TAŞPINAR! Sayın Taşpınar ya Sarıyer YZÖ. Stadını hiç görmedi ya da Özel İdare Stadına hiç gitmedi! Tamer Taşpınar’ın mutlak bu iki stadı yakından görmelidir.

Ben Özel İdare Stadını gördükten sonra, Sarıyer YZÖ.Stadından iğrendim, utanç duydum. Haddim olmayarak bir sorum olacak Sayın Vali’m: Sarıyer YZÖ. Stadının onarımı nedeni ile yapılan masraflar da Özel idare tarafından karşılanıyor. Madem para sizden çıkıyor, neden Sarıyer stadının müteahhitlik görevini Özel İdare Stadını yapanlara vermediniz? Ya da verdirmediniz? Sarıyer’de herkes bunu merak ediyor!

Sayın Valim, bütün Sarıyerli sporseverler adına rica ediyorum lütfen Sarıyer Yusuf Ziya Öniş Stadını gelin, görün, ne yapılacaksa kararı siz verin!

                                               +++

Sarıyer, ligin alt sıralarında yer alan İstanbulspor ile sanki iki ayrı müsabaka oynadı. İlk yarıda başka, ikinci yarıda bir başka Sarıyer seyredildi. İlk devre rakibe bir pozisyon hariç hiç boş alan bırakılmadı ve pozisyon verilmedi. Buna karşılık oyunu rakip alana yığmada ve oyunu kontrol altında tutmakta başarılı olundu. Bu devre mutlak gol yapılabilecek beş pozisyon yaratıldı. Ne var ki bu pozisyonlardan Sarıyer forveti yararlanamayınca gol umudunu ikinci devreye bıraktı. Fakat, bu devrede beklentilerin aksi oldu ve yeterli kondisyona sahip olamayan Sarıyer havlu attı. Her ne kadar oyun üstünlüğü yine Sarıyer’de oldu ise de beceriksizlik büyük boyutlara ulaştı, şut yerine ceza alanı üzerinde pas tercih edilince etkili olunamadı. Rakip ise canla başla mücadele etti ve Gökhan Çakır’ın hatalı pasına sahip olan futbolcusunun şutu ile maçın tek golünü buldu. Sonrası malum, yatmalar, vakit geçirmeler!

Sarıyer ikinci yarıda sahada yürüyerek futbol oynadı. Böyle olunca da gol bulamadı! Takımda müthiş kondisyon eksikliği var. Yapılacak işi Mehmet Demirtaş daha iyi bilir ama yazmadan edemeyeceğim; futbolcularda motivasyon eksikliği, gol atamayacağız, gol yiyeceğiz korkusu hakim! Kazanamamanın tedirginliği, kaybetmenin korkusu ve bunlardan gelen ağır baskı var! Takımın düzelmesi, daha iyi durumlara gelebilmesi için başta yönetim kurulu, teknik heyet ve taraftar olmak üzere bir bütün olarak caba göstermek lazım! Aslında bu görevi yerine getirmek Sarıyerliliğin gereğidir.

Şu hususun bilinmesi gerekir: yeni veya eski, kulüpte görev yapan yöneticilerin takımı yenilmez! Tribünde oturan teknik elemanların, bizim gibi yazar çizerlerin de yaptığı takımlar mağlup olmaz! Aynı şekilde, takımları için büyük zorluklara katlanan seyircilerin yaptığı takımlar da yenilmez! Çünkü, bu saydıklarımın yapacağı takımların sahaya çıkması olası değil ki! O halde yapılacak şey; takımın toparlanması için elbirliği ile takıma, futbolculara, gerekirse yönetim kurula katkı vermektir. Laf üretmek değil!

Sarıyerlilik budur, Sarıyerlilik bunu gerektirmektedir!

Bu yazı toplam 2036 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi