Tesadüf değil

Tesadüf değil

Sarıyer galibiyet serisine devam etti ve ilk yarının son maçında Hacettepe’yi de 3-1 yenerek puanını 23’ e çıkardı.

Sarıyer puan cetvelinin diplerinde dolaşırken ortaya koyduğu futbol ile karabulutların içine girmişti. Silkelenmesi gerekiyordu. Bu şansı İlker Yağcıoğlu’nun göreve getirilmesi ile buldu. İlker hoca ne yaptı? Elbetteki elinde sihirli değnek yoktu! Elbetteki teknik eleman olarak büyük deneyime de sahip değildi. Ama soğukkanlı olmayı, gözlemlemeyi ve ısrarı benimsediği ve uyguladığı için başarılı sonuçlara ulaştı.

Her hafta değişik bir tertip ileri sürmedi. Sahaya sürdüğü kadro üzerinde fazla oynamadı, ısrarcı oldu ve neticede futbolcuların yan yana oynamaları, devamlılığı beraberinde getirdi. Devamlılık da istikrarı getirdi ve her geçen hafta biraz daha düzelen ve etkili futbol oynayan Sarıyer, özlenen futbolu sahaya ortaya koyamadıysa da gol atmayı, maça asılmayı, maçı bırakmamayı bildi ve kazandı.

Sarıyer çok iyi bir seri yakaladı. Bözüyük ve Göztepe’ye kaybettikten sonra rakip alanda Alanya’yı devirdikten sonra galip gelebileceğini gösteren Sarıyer’in bu galibiyeti için tesadüf denildi. Kötü bir futboldan sonra Sebat galibiyeti alındı, bu da tesadüf denildi. Sonra BUGSAŞ galibiyeti geldi, haydi bu da tesadüf! Evet tesadüf ama Sarıyer kazanıyor! Nihayet Mardin deplasmanından da galibiyetle dönülünce Sarıyer maçlarına galibiyet serisine bağlamış oldu ve aldığı puanlarla ligin dibinden üst sıralara doğru çıkmaya başladı. Ama yine de tesadüfler ve şans Sarıyer’den yana denilmeye devam ediyordu. Son maçını  Bayrampaşa Stadında oynayan Sarıyer bu maçı da gerçekten çok başarılı bir futboldan sonra 3-1 kazanarak kazandığı maçların tesadüf olmadığını kanıtladı.

Arka arkaya beş maç kazanan Sarıyer, yöneticilerine ümit verdi, güven verdi, taraftarı kendine çekti, havalandırdı ve kazandı. Futbolcuları ise kaynaştırdı, ağabey-kardeş, iyi arkadaşlık bağlarının güçlenmesine yardımcı oldu. Bu haliyle Sarıyer’in hatırı sayılır futbol ekibi olduğu gösterildi.  Daha önemlisi de inatçı, takipçi ve netice alıcı futbolunu devam ettirebilirse ilk beş takım arasına katılabileceğini gösterdi. Sarıyer’in beş takım arasına kalması demek play-of (Yükselme) maçları oynaması demektir. Para demektir! Sonuç da başarısını devam ettirebilirse küme geçer, ya da en azından bu şansı yakalamış olur.

Ligin ilk yarısı sona erdi, takımlar tatile girdi. Bir aya yakın ara veriliyor. Bu bir ayı Sarıyer’in çok iyi değerlendirmesi gerekiyor. Yöneticiler, uyanık olmalı, “nasılsa takım düzeldi, böyle gider”diyerek kadroyu yeterli görmesinler. En azından iki üç elemanla takımın takviyesi gerekir. Hem de öyle sıradan futbolcu değil. Sıradan futbolcularla takım doldurulmamalı. Ucuz ya da para ödemeden gelecek futbolcuların tercihi ile kadro şişirilmemeli. Alınacak adamlar, menajerlerin tavsiye ettiği adamlar değil, bilinen, seyredilen ve takımda direkt olarak oynayabilecek adamlar olmalı. Yoksa, yapılacak olan transferler sadece göz boyama olur, “İş yaptık” görüntüsü olur o kadar.

Sarıyer, Hacettepe maçını kazanırken zorlanmadı. Rahat olduğu için gerçekten üretken bir futbol oynadı. Bu maçta da takımı sırtlayan adamlar oldu. Örneğin üç asist yapan Göksel pırıl pırıldı. Dündar da müthiş bir diriliş var, oynatıldıkça yerine ısınıyor ve yararlı olmaya çalışıyor. Ethem tek kelime ile “Ben bu ligden üstte olmalıyım” diye haykırıyor. Sabri, yere sağlam basıyor, çok mücadeleci, hava toplarına hakim, Serhat ile birlikte iyi ikili oldular. Tolga, ideal bir orta saha adamı ama zaman zaman şahsi oynayarak oyundan düşüyor, topu oyuna çabuk sokması halinde daha da iyi olacak. Emrah Şahin’e sitemim var; Evladım sen mevsim başından beri neredeydin? Böyle oynamaya devam et, göreceksin hem takımın için hem de kendin için çok iyi şeyler olacak! Bek olmamasına rağmen Mahmut iyi niyetle ve tecrübesiyle takıma yararlı olmaya çalışıyor. Artık oyuna katılmaya da başladı. Şevket’te de iyi gelişme var. Mert takımını rakip defansa taşıyan güçlü bir forvet elemanı. Ne yaptığını neler yapması gerektiğini çok iyi biliyor.

ARTIK maçlarımızı Sarıyer’de oynayacağız. Daha çok seyirci, daha güzel saha ve daha güvenli bir ortam. Sarıyer sahasında tüm maçların kazanılması demek, takımın ilk sıralarda yer alması demektir. Sarıyerli futbolcuların bu başarıyı yakalayacak güçte olduklarına inanıyoruz. Yeter ki, geleceklerinden kaygıları olmasın, vaatler yerine gelsin, maddi sorunlarla boğuşmasınlar ve kendilerine çalışmalara verebilsinler.

Sayın Mehmet Akdağ ile büyük özveri ile çalışan yönetici arkadaşlarının tüm sorunları çözecekleri inancını taşıyorum. 

Bu yazı toplam 2350 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi