Selen, Tuncayı unutmadı

Selen, Tuncayı unutmadı
Selen Sevigen, futbolcu Tuncay Şanlı ile biten ilişkisi hakkında konuştu.

 

Arzu Akbaş'ın röportajı

Ayrılığın nedeninin aldatma olmadığını belirten Sevigen, "Kariyer ve hayat planlarımız uymadı ve ayrıldık" dedi.

Tuncay'ın mutlu olmasını isterim

Oyuncu ve sunucu Selen Sevigen, Tuncay Şanlı ile biten ilişkisi hakkında konuştu: "İki yıl güzel bir ilişki yaşadık, ancak planlarımız birbirine uymadı ve ayrıldık. Bazı şeyler olmayınca olmuyor. Bana göre iki ay önce kapandı bu konu. Kapanmış bir konuyu tekrar açmak istemiyorum. Ona da saygım var, mutlu olmasını çok isterim. Eminim o da benim mutlu olmamı ister."

Ayrıldıktan sonra dost kalamam

Biten ilişkinin ardından dost kalmayı sevmediğini ve Tuncay'la bir daha hiç görüşmediklerini belirten Sevigen, "Çabuk unutur musunuz" sorusuna, "Uzun süre yaşadığın şeyi bir anda unutmak kolay olmuyor. Ama benim için
yaşadıklarımın güzellikleri önemli. Yaşadığımın da arkasında durmak zorundayım. Hiç kinci değilimdir" yanıtını verdi.

Selen Sevigen, Tuncay'ın başka bir kadınla görüntülenmesiyle ilgili, "Yok öyle bir şey. Aldatma asla yok" dedi.

“Mehmet Sevigen’in kızı” ve “Tuncay şanlı’nın sevgilisi” olarak tanınıyorsunuz. Bu sizi rahatsız ediyor mu?
- Aslında rahatsızlık diyemeyiz. Çünkü her ikisi de bana rahatsızlık verebilecek insanlar değiller. Bir sürü şey yapıyorum ama yaptığım işler onlarınki kadar ön planda değil. Yine de bu durumu kafama takıp, mesele haline getirmiyorum.

Ünlü birilerinin kızı ya da sevgilisi olmanın yanında, başarılı bir işkadınısınız. Nasıl başladınız iş hayatına?
- Amerika’dan döndüğümde Abdullah Oğuz’un asistanlığını yaptım. Daha sonra Türk dizilerini yurtdışına satmayla başladım. şu anda Kuzey Afrika ve Ortadoğu’daki 23 ülkede yayınlanan Türk dizilerinin büyük kısmını ben pazarladım. Zamanımın çoğu Arap ülkelerinde geçiyor. Ortadoğu’ya uydu yayını yapan bazı kanalların Türkiye temsilciliğini yapıyorum. O kadar gidip geldim ki, beni de kendilerinden görüyorlar artık. şeyhler beni kızları gibi benimsediler. Onların Arap kızı oldum.

Kamera önüne geçişiniz nasıl oldu?
- “O şimdi Mahkum” filminde Apo karakterinin asistanını oynayacak biri aranıyordu. Abdullah Oğuz bana “Yapabilir misin” diye sordu, ben de kabul ettim. Kendimi perdede görmek çok farklı bir duyguydu. Abdullah Bey’e “ıngiltere’ye gidip bu işin eğitimini almak istiyorum” dedim ve gittim. Drama ve tiyatro oyunculuğu üzerine eğitim aldım. Haluk Bilginer’in mezun olduğu okulda okudum. Hatta Azra Akın’la aynı sınıftaydık. Bize ‘Türk lokumu’ diyorlardı. Türkiye’ye gelince de “O... Çocukları” filminde ıtalyan bir kızı oynamam için teklif geldi, kabul ettim.

İktisat eğitimi alıp sinema sektörüne, oradan da oyunculuğa geçmişsiniz. Kafanıza koyduğunuz her şeyi yapar mısınız, hırslı mısınız?
- Hırs, büyük hayal kırıklıklarına sebep olabilir. Ben sadece mutlu olmayı tercih ediyorum. Mutsuz olduğum bir işi yapamam.

İktisat okumak da sizi mutsuz etti demek ki...
- Öylesine yazdığım bir bölümdü iktisat. Kazanınca da okudum. Bu işi yapmayı düşünmedim hiçbir zaman. Ama mutsuzdum... Mezun olduktan sonra babama “Los Angelas’ta reklam ve marketing okuyacağım” dedim, gittim. Televizyon programcılığı dersleri aldım.

Babanız nasıl karşılıyor bu kararlarınızı?
- Babam benim finansçı olacağımı düşünüyordu... Genelde kararlarıma önce şaşırır, sonra fikrini söyler ve “Nasıl istiyorsan öyle yap” der.

Siyasetçi bir babanın kızı olmak, bu meslekte avantaj mı yoksa dezavantaj mı?
- Duruma göre değişiyor. Mehmet Sevigen’in kızıysanız, bazı şeyler normalde olduğundan daha kolay olabiliyor. Tam tersi olduğu zamanlar da olabiliyor. Ama ben o zor şeylerden şikayet etmemeyi ve onlara alışmayı da öğrendim.

AŞK KONUSU KAPANDI

Babanızın gölgesinde kaldığınızı düşünüyor musunuz hiç?
- Tam tersi, biz birbirimizin güneşiyiz.  Ben babamı hiçbir zaman hayatımda zorluk olarak göremem.

Peki hiç ‘torpilli’ önyargısını kırmak zorunda kaldınız mı?
- O torpilleri kullanmadığım için hiç önemli değil önyargılar. Ben hep işimi iyi yapmaya çalıştım. Ne kadar torpilli olursanız olun, başarısızsanız bir yerde tutunamazsınız.

“Mutsuzsam, mutlu olacağım yöne giderim” dediniz. Tuncay şanlı’dan ayrılık nedeniniz sadece kariyer planları mıydı yoksa mutsuzluk muydu?
- Bu konuda konuşmadım, konuşmayı da istemiyorum. Sonuçta iki yıl güzel bir ilişki yaşadık, kariyer ve hayat planlarımız birbirine uymadı ve ayrıldık. Bundan sonra konuşmak yakışık almaz. Bazı şeyler olmayınca olmuyor. Ben kapanmış bir konuyu tekrar açmış olmak istemiyorum. Bana göre iki ay önce kapandı. Bu şekilde görünmek istemiyorum. Benim böyle bir çizgim yok. Ona da saygım var, mutlu olmasını çok isterim. Eminim o da benim mutlu olmamı ister. Sadece planlarımız uymadı, o kadar.

İki yıl boyunca saklamayı nasıl başardınız?
- İlişkimizin ön planda olmasını istemedik ve bu yüzden çok dikkat ettik. Uzakta yaşamayı tercih ettik ve herkesten sakladık. Çok fazla konuşulmasını istemiyorduk. Yurtdışında olduğu için her şey daha rahat oldu. O zaman da hiçbir şey konuşmadım, bittikten sonra da konuşmamayı tercih ediyorum. Zaten basının bilmesi, ilişkimizin sonlarına denk geldi.

İlişkinizden önce arkadaştınız. Bitince de arkadaş kalabildiniz mi?
- Hayır kalamam. Görüşmüyoruz.

Hayatınızda önemli bir dönemi kapattınız. Çabuk unutur musunuz?
- Duruma bağlı. Bazı şeyleri çabuk unutursun, bazı şeylerin unutulması daha uzun sürer. Nasıl bir şeyin içinden çıktığına bağlı. Uzun süre yaşadığın şeyi bir anda unutmak tabii ki kolay olmaz. Ama benim için yaşadıklarımın güzellikleri önemli. Sonuçta ben karar vermişim ve ben yaşamışım. Yaşadığımın da arkasında durmak zorundayım. Kötü bir şey düşünmem ve kötü şeyleri çabuk unuturum. Hayatın her alanında başına gelen negatif anılarımı bünyem çok kolay hazmeder. Hiç kinci değilimdir.

‘ROL GEREĞİ SEVİŞİRİM’  LAFINI ETMEDİM

Babanızın siyasette son dönemde yaşadıkları konusunda ne düşünüyorsunuz?
- Biz uzun yıllar babamla hiç özel zamanları paylaşamadık. Çünkü babam hep uzaklardaydı. Hep ihtiyacı olanların yanında, yardım için vardı. Babamın yaptığı bütün iyi şeyler, çabuk unutuldu. Babam yaptıklarını anlatmayı sevmez. Birkaç aydır bir yaşıma daha girdim. Destek verdiğimiz insanların bize ne yaptığını gördük.

“Rolüm gereği öpüşürüm de sevişirim de” demişsiniz. Ailenizin bu sözlere tepkisi ne oldu?
- Hiç öyle bir şey demedim. Belli bir ahlak ve toplum kuralları doğrultusunda büyüdüm ben. Babam çok sinirlendi bunu duyunca, çünkü babamın adı da kullanıldı.

ALDATILMADIM

Ayrıldığınız henüz ortaya çıkmadan Tuncay başka bir kadınla görüntülendi. Ayrılığın nedeni aldatma olabilir mi?
- Yok öyle bir şey. Asla yok.

Aşk haberleri ailenizi rahatsız etti mi?
- Hayır. Genç bir insanım, benim yaşımdaki insanların yüzde 90’nı birileriyle flört ediyor, evlenmeye karar veriyor, ayrılıyorlar.  Benim onlardan tek farkım, duyuldu. Kötü bir şey yapmadığım için de beni ve ailemi rahatsız etmedi.

Tutkulu bir Fenerbahçelisiniz. Erkek arkadaşlarınız da hep Fenerbahçeli miydi?
- Benim öyle çok fazla erkek arkadaşım olmadı. Olanı da biliyorsunuz...

Ayrılığın nedeninin aldatma olmadığını belirten Sevigen, "Kariyer ve hayat planlarımız uymadı ve ayrıldık" dedi.

Tuncay'ın mutlu olmasını isterim

Oyuncu ve sunucu Selen Sevigen, Tuncay Şanlı ile biten ilişkisi hakkında konuştu: "İki yıl güzel bir ilişki yaşadık, ancak planlarımız birbirine uymadı ve ayrıldık. Bazı şeyler olmayınca olmuyor. Bana göre iki ay önce kapandı bu konu. Kapanmış bir konuyu tekrar açmak istemiyorum. Ona da saygım var, mutlu olmasını çok isterim. Eminim o da benim mutlu olmamı ister."

Ayrıldıktan sonra dost kalamam

Biten ilişkinin ardından dost kalmayı sevmediğini ve Tuncay'la bir daha hiç görüşmediklerini belirten Sevigen, "Çabuk unutur musunuz" sorusuna, "Uzun süre yaşadığın şeyi bir anda unutmak kolay olmuyor. Ama benim için
yaşadıklarımın güzellikleri önemli. Yaşadığımın da arkasında durmak zorundayım. Hiç kinci değilimdir" yanıtını verdi.

Selen Sevigen, Tuncay'ın başka bir kadınla görüntülenmesiyle ilgili, "Yok öyle bir şey. Aldatma asla yok" dedi.

“Mehmet Sevigen’in kızı” ve “Tuncay şanlı’nın sevgilisi” olarak tanınıyorsunuz. Bu sizi rahatsız ediyor mu?
- Aslında rahatsızlık diyemeyiz. Çünkü her ikisi de bana rahatsızlık verebilecek insanlar değiller. Bir sürü şey yapıyorum ama yaptığım işler onlarınki kadar ön planda değil. Yine de bu durumu kafama takıp, mesele haline getirmiyorum.

Ünlü birilerinin kızı ya da sevgilisi olmanın yanında, başarılı bir işkadınısınız. Nasıl başladınız iş hayatına?
- Amerika’dan döndüğümde Abdullah Oğuz’un asistanlığını yaptım. Daha sonra Türk dizilerini yurtdışına satmayla başladım. şu anda Kuzey Afrika ve Ortadoğu’daki 23 ülkede yayınlanan Türk dizilerinin büyük kısmını ben pazarladım. Zamanımın çoğu Arap ülkelerinde geçiyor. Ortadoğu’ya uydu yayını yapan bazı kanalların Türkiye temsilciliğini yapıyorum. O kadar gidip geldim ki, beni de kendilerinden görüyorlar artık. şeyhler beni kızları gibi benimsediler. Onların Arap kızı oldum.

Kamera önüne geçişiniz nasıl oldu?
- “O şimdi Mahkum” filminde Apo karakterinin asistanını oynayacak biri aranıyordu. Abdullah Oğuz bana “Yapabilir misin” diye sordu, ben de kabul ettim. Kendimi perdede görmek çok farklı bir duyguydu. Abdullah Bey’e “ıngiltere’ye gidip bu işin eğitimini almak istiyorum” dedim ve gittim. Drama ve tiyatro oyunculuğu üzerine eğitim aldım. Haluk Bilginer’in mezun olduğu okulda okudum. Hatta Azra Akın’la aynı sınıftaydık. Bize ‘Türk lokumu’ diyorlardı. Türkiye’ye gelince de “O... Çocukları” filminde ıtalyan bir kızı oynamam için teklif geldi, kabul ettim.

İktisat eğitimi alıp sinema sektörüne, oradan da oyunculuğa geçmişsiniz. Kafanıza koyduğunuz her şeyi yapar mısınız, hırslı mısınız?
- Hırs, büyük hayal kırıklıklarına sebep olabilir. Ben sadece mutlu olmayı tercih ediyorum. Mutsuz olduğum bir işi yapamam.

İktisat okumak da sizi mutsuz etti demek ki...
- Öylesine yazdığım bir bölümdü iktisat. Kazanınca da okudum. Bu işi yapmayı düşünmedim hiçbir zaman. Ama mutsuzdum... Mezun olduktan sonra babama “Los Angelas’ta reklam ve marketing okuyacağım” dedim, gittim. Televizyon programcılığı dersleri aldım.

Babanız nasıl karşılıyor bu kararlarınızı?
- Babam benim finansçı olacağımı düşünüyordu... Genelde kararlarıma önce şaşırır, sonra fikrini söyler ve “Nasıl istiyorsan öyle yap” der.

Siyasetçi bir babanın kızı olmak, bu meslekte avantaj mı yoksa dezavantaj mı?
- Duruma göre değişiyor. Mehmet Sevigen’in kızıysanız, bazı şeyler normalde olduğundan daha kolay olabiliyor. Tam tersi olduğu zamanlar da olabiliyor. Ama ben o zor şeylerden şikayet etmemeyi ve onlara alışmayı da öğrendim.

AŞK KONUSU KAPANDI

Babanızın gölgesinde kaldığınızı düşünüyor musunuz hiç?
- Tam tersi, biz birbirimizin güneşiyiz.  Ben babamı hiçbir zaman hayatımda zorluk olarak göremem.

Peki hiç ‘torpilli’ önyargısını kırmak zorunda kaldınız mı?
- O torpilleri kullanmadığım için hiç önemli değil önyargılar. Ben hep işimi iyi yapmaya çalıştım. Ne kadar torpilli olursanız olun, başarısızsanız bir yerde tutunamazsınız.

“Mutsuzsam, mutlu olacağım yöne giderim” dediniz. Tuncay şanlı’dan ayrılık nedeniniz sadece kariyer planları mıydı yoksa mutsuzluk muydu?
- Bu konuda konuşmadım, konuşmayı da istemiyorum. Sonuçta iki yıl güzel bir ilişki yaşadık, kariyer ve hayat planlarımız birbirine uymadı ve ayrıldık. Bundan sonra konuşmak yakışık almaz. Bazı şeyler olmayınca olmuyor. Ben kapanmış bir konuyu tekrar açmış olmak istemiyorum. Bana göre iki ay önce kapandı. Bu şekilde görünmek istemiyorum. Benim böyle bir çizgim yok. Ona da saygım var, mutlu olmasını çok isterim. Eminim o da benim mutlu olmamı ister. Sadece planlarımız uymadı, o kadar.

İki yıl boyunca saklamayı nasıl başardınız?
- İlişkimizin ön planda olmasını istemedik ve bu yüzden çok dikkat ettik. Uzakta yaşamayı tercih ettik ve herkesten sakladık. Çok fazla konuşulmasını istemiyorduk. Yurtdışında olduğu için her şey daha rahat oldu. O zaman da hiçbir şey konuşmadım, bittikten sonra da konuşmamayı tercih ediyorum. Zaten basının bilmesi, ilişkimizin sonlarına denk geldi.

İlişkinizden önce arkadaştınız. Bitince de arkadaş kalabildiniz mi?
- Hayır kalamam. Görüşmüyoruz.

Hayatınızda önemli bir dönemi kapattınız. Çabuk unutur musunuz?
- Duruma bağlı. Bazı şeyleri çabuk unutursun, bazı şeylerin unutulması daha uzun sürer. Nasıl bir şeyin içinden çıktığına bağlı. Uzun süre yaşadığın şeyi bir anda unutmak tabii ki kolay olmaz. Ama benim için yaşadıklarımın güzellikleri önemli. Sonuçta ben karar vermişim ve ben yaşamışım. Yaşadığımın da arkasında durmak zorundayım. Kötü bir şey düşünmem ve kötü şeyleri çabuk unuturum. Hayatın her alanında başına gelen negatif anılarımı bünyem çok kolay hazmeder. Hiç kinci değilimdir.

‘ROL GEREĞİ SEVİŞİRİM’  LAFINI ETMEDİM

Babanızın siyasette son dönemde yaşadıkları konusunda ne düşünüyorsunuz?
- Biz uzun yıllar babamla hiç özel zamanları paylaşamadık. Çünkü babam hep uzaklardaydı. Hep ihtiyacı olanların yanında, yardım için vardı. Babamın yaptığı bütün iyi şeyler, çabuk unutuldu. Babam yaptıklarını anlatmayı sevmez. Birkaç aydır bir yaşıma daha girdim. Destek verdiğimiz insanların bize ne yaptığını gördük.

“Rolüm gereği öpüşürüm de sevişirim de” demişsiniz. Ailenizin bu sözlere tepkisi ne oldu?
- Hiç öyle bir şey demedim. Belli bir ahlak ve toplum kuralları doğrultusunda büyüdüm ben. Babam çok sinirlendi bunu duyunca, çünkü babamın adı da kullanıldı.

ALDATILMADIM

Ayrıldığınız henüz ortaya çıkmadan Tuncay başka bir kadınla görüntülendi. Ayrılığın nedeni aldatma olabilir mi?
- Yok öyle bir şey. Asla yok.

Aşk haberleri ailenizi rahatsız etti mi?
- Hayır. Genç bir insanım, benim yaşımdaki insanların yüzde 90’nı birileriyle flört ediyor, evlenmeye karar veriyor, ayrılıyorlar.  Benim onlardan tek farkım, duyuldu. Kötü bir şey yapmadığım için de beni ve ailemi rahatsız etmedi.

Tutkulu bir Fenerbahçelisiniz. Erkek arkadaşlarınız da hep Fenerbahçeli miydi?
- Benim öyle çok fazla erkek arkadaşım olmadı. Olanı da biliyorsunuz...

Kaynak: Hürriyet

 

Bu haber toplam 6319 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT