Papağanın Tiradı

        “Deme be! Bir papağana o kadar para verdi ha… Vallahi inanmam.”
         “Gözümle gördüm. Aha bu iki gözümün önünde parayı saymadıysa da namerdim.”
         “Hayda! Peki, bu papağanın ne özelliği varmış bunca para edecek?”
         “Değme oyunculara taş çıkaracak tiratlar atıyor azizim.”
         “Hah, tiratçı papağanmış. Seni yalancı seni…”
         “Buyur, işte geliyor, papağanı da koltuğunun altında, bak bakalım nasılmış.”
         “Gel, gel. Hele şu senin papağana bir tirat attır da dinleyelim.”

                                                                       1

- Olmak ya da olmamış olmaktan sayılmak! İşte Sosyalizmin meselesi bu. Kapitalizmin zaferi, çiklet patlatmayı becermesinde. Yıldız savaşları projesi baldız savaşları düzeyine tırmandığında, kırmızı telefon acı-acı çaldı. Artık silahların yerine sakızlar patlayacaktı ve muz cumhuriyetlerinin sakızı muz tadında olacaktı… Saddam uyanıklık yapıp sakızın nanelisini çiğnemeye kalkışınca, kimyasal kullandın deyip ona sakızını yutturdular. Belli ki sakızı kimyasaldı çünkü yutunca öteki dünyayı boyladı…

Dünya ısınıyor! Çünkü soğuk savaş dönemi bitti. Çünkü sıcak-sıcak sevişme dönemi başladı. Bu kadar fantezinin denendiği yerde dünya herhalde soğuyacak değil, tersine ısınacak. Hatta fokurdayacak Ne diyorlar? Simetrik Aut, A-simetrik İn… Bu havalardı, bizi böyle bir hoş yaptı, bu havalardı rahat uyuyalım diye gece rengi bir başkan yarattı. Ve bunun içindir rüzgar gülünün şimdiki yönü: Rengi bismillah Nobel barış ödülü…

Abdal Tekke’de, Hacı Mekke’de bulunur. Kamber sen niye belediye koridorlarındasın?

                                                        2

Niburi yada daha aşina ismiyle Marduk gezegeni ve de Aralık 2012 Tarihi... Mayaları bilir misiniz? Mayalar sakalsızdı. Sakalları çıkmazdı. Bir gün yeryüzü büyük bir felaketle karşılaştığında, bir çok ülke sular altında kaldıktan sonra doğudaki denizden küreksiz gemisiyle uzun sakalı ve asasıyla Kukulkan çıkıp geldi Mayaların hayatına girdi. Onlara çok şey öğretti, onlara çok şey öğrettikten sonra yeniden geleceği vaadiyle bir gün çekip gitti. Kukulkan’ın simgesi tüylü yılandı. Mayalar Uzun sayıma inandı. Hesaplar kitaplar yapıldı Aralık 2012’de Kukulkan’ın geleceği karara bağlandı…

Schumann rezonansı… Şimdilerde istisna olarak 12 Hz. ulaşabilen bu titreşim o gün 12-13 Hz. olarak sahneye çıkacakmış… İnsan beyninin uyku modu frekansı ile aynı olan bu titreşim sayesinde insanlar daha zeki olacakmış. Pek umudum yok ama, umarım böyle bir şey olur, hem hazır uykudayken, böyle zeki bir şekilde uyanmak güzel bir şey olmalı. Olmalı da, çevremizde halen böyle zeki olanlardan da kendimizi kollamalı…

Anlayana sivri sinek saz, anlamayana biri başkan, diğeri vekili iki imar komisyonu üyesi var ikisinin de imarlık işi var. Nasıl anlatmalı bilmem ki ey halkım sana? Tanrı bazen öyle kullar yaratmış ki, akıllarına takmış; hep bana, hep bana, rab bana, hep bana. Yuh yani onlara… Neyse 2012 Aralığında zeka artımıyla birlikte şu imar komisyonu işini de bir düzene sokarız inşallah… 

                                                       3

Ne isabetli tespitte bulunmuş şarkının sözü: “biz büyüdük ve kirlendi dünya” Ulan kirleneceğini bilseydik büyür müydük? Hep öyle çocuk kalırdık: Mini-mini birler, çalışkan ikiler, tembel üçler, eskiden misafirdi dörtler ve kapı dışarı edilirdi beşler… Yoksa dünya kirlendiği için mi büyüdük? Bu arada mecburi eğitim de sekiz yıla çıktı. Ama gelin görün ki, Murtaza sınıfta kaldı. Nasıl mı?

Orhan Kemal’in Murtazasında bir haşmetli dürüstlük, bir haşmetli saflık, bir haşmetli umut vardı. Olsun! Murtaza umudundan kırardı, kırıp harcardı ve öyle yaşardı. Ama dürüsttü ama saftı.

Ne diyordu Murtaza?

“Gördüm kurs, aldım çok sıkı terbiye ve disiplin amirlerimden, görseydin kurs, alsaydın amirlerinden çok sıkı disiplin konuşmazdın büyle cayıl cayıl.”

“Yukarıda Allah, Ankara’da devlet, burada da Ben.”…

Nerde şimdi o Murtaza?

Biz büyüdüğümüz için mi dünya kirlendi? Dünya kirlendiği için mi biz büyüdük?
        

- Yap papağana bir demli çay…bana yaz…