Kaygılarını mecliste paylaştılar

Kaygılarını mecliste paylaştılar
Sarıyer Mahalle Dernekleri Sarıyer Belediye Meclisi’ne gelerek “afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkında kanun tasarısı” ile ilgili kaygılarını paylaştılar.

Sarıyer Mahalle Dernekleri Sarıyer Belediye Meclisi’ne gelerek, TBMM’de görüşülecek olan, “afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkında kanun tasarısı” ile ilgili kaygılarını paylaştılar. Meclisin başlamasından hemen önce konuşma yapan Sarıyer Mahalle Dernekleri ve Kooperatifleri Yürütme Kurulu sözcüsü Cemal Ejder, bu konuda çok ciddi kaygılarının olduğunu belirtti. Daha sonra hazırlanan metin tüm meclis üyelerine dağıtıldı. Sarıyer Belediye Başkanlığı ve Meclis üyelerine dağıtılan metinde şu ifadeler yer aldı.



SARIYER BELEDİYE BAŞKANLIĞI VE  MECLİS ÜYELERİNE
Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkında kanun tasarısına dair Sarıyer Mahalle Dernekleri ve Kooperatifleri olarak aşağıdaki kaygılarımızı paylaşmak istiyoruz.

1) Tasarının ülkemizdeki deprem gerçeğini ve diğer afet risklerini dikkate alma kaygısıyla hazırlanmış olmasını önemsiyoruz. Deprem olmadan, afet gerçekleşmeden önlem almak aynı zamanda daha doğru olduğu için ancak afet karşısında hayatımızı bu kadar riskli kılan ve bizleri tedirgin eden sürecin oluşmasında merkezi hükümetlerin ve yerel idarelerin payı büyüktür. Vatandaşının sağlıklı güvenli bir çevre ve sağlıklı güvenli bir konutta yaşama ihtiyacına çözüm üretmemiş, üretilen çözümleri ise daha planlı-denetimli-güvenli uygulamalar haline gelmesi için çaba göstermemiştir. Dolayısıyla afet karşısında bugün daha tedirgin edici anlatılan riskin sorumluluğu öncelikle merkezi ve yerel idarelerindir.

2) Vatandaşın yılların birikimi ile – emeği ile oluşturduğu yaşam alanlarını tehdit eden hükümler bulunmaktadır. Afeti gerekçe göstererek iktisadi gücü bulunmayanlara bulundukları yerden tasfiye etme anlamına gelen uygulamaları neden olabilecek hükümler mevcuttur. Nitekim ilgili tasarıdan daha önceki süreçlerde bunun çeşitli uygulama örnekleri yaşanmıştır. (Adları gecekondu dönüşüm ilanı ilan etmek- kentsel dönüşüm alanı ilan etmek biçiminde olsa da)

3) Bizler yaşadığımız mahallelerde rant üretmenin birilerinin üretmeye çalıştığı ranttan pay almanın peşinde değiliz. Bizler yaşadığımız mahallede ve bu mahallelerde yıllardır oluşmuş hayatımıza sahip çıkmaya korumaya çalışıyoruz. Dolayısıyla başta uluslararası sözleşmeler ve anayasa olmak üzere 2981 sayılı kanunda haklarımızı tasfiyesi anlamına gelen her uygulamanın ve yorumlamanın karşısında olacağız.

4) Tasarı da yaşanan bir alanı ve yapıyı riskli alan ilan etmenin spekülasyona kapalı aleni bilimsel kriterlere uygun biçimde işletilmesi önemlidir. Gerçekten niyet bir yandan afete karşı önlem bir yandan afet riskini dikkate alan çözümler üretmek tedbirleri almaksa bu sürecin alelacale ve toplumu biçare bırakacak bir süreç olarak cereyan etmemelidir. Aksine demokratik,  bilimsel kriterlere uygun gerçekleşmelidir.

5) Çeşitli kanunlarda denizlerin, derelerin,  göllerin,  ormanların korunması anlamındaki kısıtlayıcı hükümlerin afet bahanesi ile geçersiz hale getirmek sonucunu doğurmamalıdır.

6) Yetkileri merkezileştiren değil bu yetkileri toplumla üniversiteler meslek odaları ile ve esas olarak orada yaşayanlarla birlikte kullanmak amacını gözetmelidir.

7) Hükümetin ve yerel idarelerin vatandaşını müşteri gibi gören bir yaklaşımla ve vatandaşın kendisini değersiz hissedeceği bir uygulamaya muhattap bırakılmamalıdır. Paran kadar haklısın paran kadar vatandaşsın plan kadar yaşasın anlamına gelen uygulamalardan ve düzenlemelerden vazgeçilmelidir.

8) Tasarı yıllardır insanların yaşadıkları yerlere dair oluşmuş fiili hayatın ve daha önceki yasal düzenlemelerle oluşmuş statülerini güvence altına aldığını ilan etmelidir. Bu bağlamda 2981 sayılı kanun 775 sayılı kanunun lehimize hükümler geçersiz hale getirilmemelidir.

9) Mevcut yasal düzenlemeleri olağanüstü bir yasal düzenlemeyle afet gerekçesiyle üstüne fazla tartışılmadan toplum kesimlerine izah edilmeden rızaları alınmadan her uygulamayı hem antidemokratik buluyoruz hem de niyetine dair kaygı taşıyoruz.

10) Değerli meclis üyeleri, her defasında konuştuğumuz  ve birlikteki ortak çözümün  arkasında durmanızı istiyor  ve mülkiyet hakkına yapılan bu hak gasbına karşı sizlerinde en az bizler ve sorumluluk duyduğunuz bu halka karşı görev bilinci ile görevinizi yerine getirip bu yasaya karşı sesinizi  yükseltmenizi yoksa tarihi sorumluluğun altında kalacağınızı bilmeniz gerekir.

11) Değerli  meclis üyeleri  ve iktidar kanadı meclis üyeleri,  Öncelikle sizlerin yapacağı çok şey var. Parti merkezinize il başkanlarınıza baskı uygulayıp bu yasanın bu hali ile çıkmasını engelleyebilirsiniz.

Bizler olası bir İstanbul depremi nedeniyle zemin ve yapılaşma koşulları gerekçesi ile yaşadığımız yerlerin tasfiye edilmesine, hayatımıza dönük kasıtlı bir hareket olarak düşünmekteyiz. Kaygımız odur ki İstanbul’un depremselliği bakımından zemin ve yapı stoku göz önüne alınarak yapılmış bütün çalışmalarda ve deprem derecelendirme haritalarında Sarıyer Bölgesi 4. derecede kalmaktadır. Sanki, afetten öncelikle etkilenecek bölgenin,  bizim mahallelermiş gibi davranılmasını iyi niyetli bulmayacağımızı söylemek isteriz. Öncelikle mevcut durumun içerdiği hukuki durumların çözümünün yolu bizden geçmektedir.  Bizimle birlikte düşünmekten ve planlamaktan geçmektedir.

Bu haber toplam 1154 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT