Süleyman İnce: İhaneti gördüm

Süleyman İnce: İhaneti gördüm
SÜLEYMAN İNCE'nin yazısı
 
Bu parti bereketlidir. Acının balla yoğrulduğu, mermi taşıyan kağnı seslerinin hala duyulduğu, her karış toprağında şehitlerimizin nefeslerinin duyulduğu bu mübarek toprakların partisidir. Bu partiyi kimse zan altında bırakamaz.
 
Çanakkale’de 12-13 yaşında ki çocuklarımızı şehit vererek hakettiğimiz bu mübarek toprakların partisi olan,devlet kuran Cumhuriyet Halk Partisini kimse zan altında bırakamaz,kim olursa olsun,makamı,gücü parası ne olursa olsun kamuoyunda yüksek sesle konuşulan konuları,kirli iddiaları görmezden gelemez,kör sağır,dilsiz ayaklarına yatamaz.
 
Partimizi SİLAH,ideallerimizi Mermi,Atatürk'ü Susturucu olarak kullanmaktan Utanmayan güdümlü siyasetçiler istemiyoruz artık...
 
Benim şu hayatta gördüğüm;
 
Namert, deli, şizofren, korkak fareler hep aynı refleks ile hareket eder.Baş edemediği güçten, altında ezildiği bilgiden, meydana çıkan yiğitten kurtulmanın tek bir yolunu bilir;
 
Tuzak kurar, arkasından dolanır, sırtından bıçaklar
.
Namert pazarında,kahpeye hizmet ederken öğrenmişlerdir, yiğidi sırtından vurmayı…
 
Ben namertlik yapmadım.Kimseye iftira atmadım.Seçim dönemi kamuoyunda,halk arasında yüksek sesle konuşulan,dillendirilen bu kirli iddialara karşı muhataplarının konuşmadığı için,samimi partili ve kamuoyu vicdanını rahatlatacak söylem davranışta bulunmadıkları için,benim ve samimi partili kardeşlerimin yüzünü yere eğdikleri için bunu yaptım.Kimse ile şahsi meselem yoktur,.
Benim meselem ilkeseldir,ilkeler,değerlerdir.Şahıslar gelip geçicidir.
 
Bu yaptığım sadece ilkesel bir tepkidir.
 
Sakın ha kimse parti zarar görecek diye boş boş konuşmasın.
Partisini çok düşünen partisinin bütün değerlerine sahip çıkacak,o kadar basit!!
 
Şimdi ilk olarak pembe yanaklı utangaç ev kızı kıvamında yetişip, gücü ele geçirdiğini düşünerek adam asanlar,zulüm yapanlar,tele kıza dönenler,yalakalık yapanlar,dilsiz şeytanlar Siyasi Fedailik yapacaktır,sakın ha,işinize bakın,fedailik yapmayın..!!!
 
Çünkü;
 
Aşçı odur ki, bir un, bir yağ, bir yoğurttan 5 çeşit yemek yapar...!!
 
50 Yıldır değerlerimiz üzerinden siyaset yapanlar paraya güce teslim oldu.
Değerlerimiz üstünden servet yapıyorlar,parasına para katıyorlar
Ve kin ekiyorlar,nefret ekiyorlar ve zehir yemeye mecbur kalıyorlar.
 
Fakir fukara babalığı söylemleri ile gelenler,sadece kendi çocuklarının babası oluyor.
 
Takdir yüce Türk milletinin ve samimi gerçek partililerindir..
 
Parti ilkelerine ve vicdana uygun olarak davrandım.
 
Bu parti dilsiz şeytanların,Atatürk maskeli guruhun yoksul,çaresiz,samimi insanların üstünde en ahlaksız deneylerin yapıldığı bir laboratuvar değildir
 
Her Bolu beyinin bir Köroğlu korkusu vardır.Açmadığınız dalda,giremediğiniz gönülde sözün geçmez,o kadar basit!!!
 
Kin ve nefret ekenler gün gelir zehir yemeye mecbur kalır!!!!..
 
Mustafa Kemal Atatürk vefat ettikten sonra bizlere seçtirmiş gibi yaptıkları atanmış memurlar,güdümlü siyasiler,uzaktan kumandalı siyasiler kendi kompleks ve sunulan koltuklarının diyetini bize ve millete bol kepçeden ödetmiştir.
 
“Bütün su başları işgal edilmiştir!!.”
 
Bu partiyi atananlar değil de, partilinin seçtikleri yönetseydi eğer;
 
Bugün bu durumda olmazdık...
 
İdareyi ele almadıkça, bütün kuklaları kukla sahiplerinin suratına çarpmadıkça, kendi partimizde aşağılanmaya, horlanmaya,dışlanmaya, köle olmaya mahkumuz!!.
 
İnsanlar zulme,haksızlığa,adaletsizliğe susmayı particilik sanıyor,ihaneti sümen altı etmeyi parti görevi sanıyor.
 
Devletler,teşkilatlar,partiler ADALET üstüne yönetilir ve büyür,huzur bulur,bu durum karşısında susmak ahlaka,vicdana sığmaz..
 
İnsanların alın telin den,sırtlarından,ideallerinden,hissiyatlarından;
 
“gladyatörün kanından aşk iksiri yapanlar” gibi,aşk iksiri yaparak şeytanla olan aşkını tazeleyebilmek isteyenlere geçit vermemek gerekir..
 
Rüzgâr estiğinde bir ağaçtan önce sararmış yapraklar dökülür. 
Rüzgâr hızını artırdığında ise yarı hasta yapraklar düşmeye başlar. Çürük meyveler dökülür.
 
Oluşumlar da böyledir. Eleştiriler geldikçe, suçlamalar geldikçe zayıf halkalar kopar.
 
Nefesi yetmeyenler bırakır. Kerhen destek verenler için bahane hazırdır hep.
 
Bir anlamda elek kurulur. Ufalananlar alta geçer.
 
Ufalanmayanlar eleğin üzerinde kalır.
 
Daha güçlü, yükünü azaltmış olarak yola devam edilir.
 
Bu elek hep kurulacaktır. Hep bazı halkalar kopacaktır...
 
Cumhuriyet Halk Partili bir üye olarak ilk önce kendi şerefimi,onurumu sonrada diğer partili kardeşlerimin onuru,şerefi için,geleceği inşa etmek için yaptım.
 
Kaç partili kardeşimiz 2 dil, üç dil bilmesine, iki diploma almasına, doktora yapmalarına rağmen kimsenin gözünde değer bulmadı,sadece yalakalık yapmadı diye..
 
Bu mantığın amacı partinin direnç noktalarını kırarak korkutmak, sindirmek…
 
Yani partinin bağışıklık sistemini çökertmek!..
 
Siyaset risk almaktır,risk almayanlar uşak olur,köle olur,kapı kulu olur ve kendinden başka kimseye faydası dokunmaz ve ben risk alıp üstüme düşen görevi yapıyorum.
 
En ufak itiraz ve direnişte bulunanlar hain ilan edilecek,dışlanacak,hor görülecek,itibarı yok edilecek!!!
 
Lütfen paydaya iyi bakın. Payda olan partili küçüldükçe (etkisizleştikçe) çıkar odakları büyür ve bugün bu utançla karşı karşıya kaldık...
 
Onlarca yıldır partilimizin kulağı, sözü, sesi olması gereken yöneticiler,üst kademe nemalanıp; kör, sağır, lal oldular.
 
Partili kardeşlerimiz ekmek, aş, iş derdine düştü,çaresizlik,yoksulluk içinde inim inim inledi,aç kaldı,horlandı,aşağılandı,dikkate alınmadı,yok sayıldı,değerleri,duyguları sömürürdü.
 
Partili etkisizleşince payda küçüldü.
 
İradesini çıkar odaklarının iradesine teslim edenler çıkar odakları temsilcisi gibi görev yapar..
 
Timsah yavrusunu yermiş çok aç kaldığında ve rivayete göre yerken bir iki damla gözyaşı dökermiş. O yüzden hiçbir değeri olmayan gözyaşlarına “timsah gözyaşı” deniyor ya..
 
Bugün bütün CHP tabanının gözleri önünde,Timsahlar;Samimi vefakar,idealist partilileri,dişleri arasında çiğnerken gözyaşı döküyor....
 
Kurucu partiyi bu duruma getiren timsahlar,göz yaşı döküyor,yavrusunu yiyen,partiyi yiyen timsahlar göz yaşı döküyor.
 
Ben 26 yaşında bir gencim,Siyasal Bilgiler mezunuyum Cumhuriyet Halk Partisine gönül vermiş bir insanım.Siyasal amacım 55 yada 60 yaşında Başbakan olmak,arkadaşlarımla,aynı hissiyatta olduğum insanlar ile ülkeyi yönetmektir,mazlum Türk milletine hizmet etmek,mazlum diğer milletlere ışık olmaktır.
 
Ben Cumhuriyet Halk Partisini kendi çıkarlarım,hırslarım,egolarıma kalkan yapmaya çalışmıyorum,partinin sırtından servet avcılığı yapmıyorum,benim alnım ak,vatan ve millet aşkı ile yanıyorum.
 
Partilisine tahammül edemeyen zihniyet,nelere tahammül etti halbuki...
 
NAR(!)
 
Nar tanelerinin hepsi farklı farklıdır ama bu farklı taneleri bir arada tutan narın kabuğu dur.Kabuk çatlarsa nar taneleri dağılır yok olur.İşte hayatın her alanında ki o kabuk güvendir,bir kere güven zedelendi mi kuşku doğar,kuşku inançsızlık getirir ve herkes bir yana savrulur..
 
Güven uzun zaman önce zedelendi,güven duygusunu yok ettiler,atık kimse kimseye güvenmiyor.
 
Artık çoğunluk Atatürk'ü sadece PARA nın üstünde görüyor,ben ise rüyalarımda beni azarlarken görüyorum,işte o tür insanlardan en büyük farkım bu!!!!
 
İhaneti gördüm,bütün değerlerin peşkeş çekildiğini gördüm,ilkesizliği gördüm,parti disiplininin çifte standart uyguladığını hatta hiç çalışmadığını gördüm.
 
Belediye başkanı,istifa eden belediye başkan yardımcıları,mevcut belediye başkan yardımcıları ve meclis üyeleri 5 yıl önce ki ve şuan ki vede meclis üyesi aday adayları 3. kişileri de içeren mal beyanlarını kamuoyuna sunması gerekmektedir.
 
Çünkü iddialar kamuoyunda ciddi karşılık bulmuştur.
 
Üç şey düşmanlık getirir: Nifak, zulüm ve bencillik.
 
Bu suskunluk nifaktır,zulümdür,bencilliktir,bizimde şerefimiz var,onurumuz var,neden böyle bir konuyu karanlıkta bırakıyorlar,bizim sokakta boynumuzu yere eğiyorlar,ne yani bizde mi ''Sukut İkrardan gelir,susmak kabul etmektir''diyeceğiz,ben sokakta bu tür iddialar ile karşılaşmamak için seçim üstü bu konuda tepkimi gösterdim,samimi vefakar partililerin yüzü yere eğiktir,kamu vicdanı çok rahatsızdır..
 
Belediye kelimesi Arapça kökenli olup şehir memleket anlamına gelir.
Belediyeler devletin milletine en yakın olduğu teşkilatlardır,birimlerdir yani devlet makamlarıdır,yöneticileri seçimle gelir.
 
Devlet adamlığı bu tür iddialar karşısında susmamayı gerektirir.
 
Devlet görevlilerini,vatandaşı,gençleri ülke sevdasından,vatan sevdasından uzaklaştıran hırslarının ve nefsinin kölesi olmuş siyasilerdir.
 
Partisini çok düşünen partisinin bütün değerlerine sahip çıkacak,o kadar BASİT.
Bu vahim iddialar karşısında yöneticilerin susması hangi değerle örtüşüyor?
 
Millet sukut ikrardan gelir diye bu iddialara inanıyor.Ben Mustafa kemal in emrini yerine getirdim,üstüme düşen parti görevini yerine getirdim.
 
Açılan yaralara tuz dökenler ile pansuman yapanları ayıralım..!!!!!
 
Ayrıca gelecek hafta başı da 5 li komisyon üyeleri hakkında ve Sezgin Tanrıkulu hakkında da suç duyurusunda bulunacağım.
 
Partimizde kendisine Ulusalcıyım,Solcuyum,Milliyetçiyim, Yurtseverim, Vatanseverim, vatanım ve partim namusumdur, özgürlüğüm şerefimdir diyenlerin artık ateşten bir gömlek giymeye talip olup olmamasıdır mesele.
Ben ateşten gömleği sırtıma geçiriyorum.
 
Şehit kanları ile sulanmış bu toprakların bağrından çıkan, dedelerimizden-nenelerimizden bize armağan edilmiş Cumhuriyet Halk Partisi, torunlarımızdan emanet aldığımız bu mübarek vatan topraklarının partisini bu durumu hak etmemektedir.
 
Gözümüze baka baka Cumhuriyet Halk Partisini parçalama yöntemleri tartışılmakta, düşmanlar ile el ele verenler vefakar,onurlu,namuslu,iyi niyetli partili kardeşlerimizin varlığına saldırmaktadır.
 
Karanlık siyasetin dehlizlerinden çıktı beyefendiler...
 
Zulüm, iftira ve haysiyet cellatlığı yapanlar;
 
“Hz. Nuh (a.s)’ın inşa ettiği gemiyi pisleyen inkarcılar bir hastalığa yakalandı. Fitneyi başlatan kadın hacetini gemiye yapayım derken pisliğe gömüldü. Evine gidip yıkanınca yaralarının iyileştiğini gördü. Bu durumu gören hastalığa yakalanmış ne kadar inkarcı varsa gemiye hücum etmiş ve var güçleriyle daha önce pisledikleri yerleri elleriyle vücutlarına sürmeye, iyileşmek için kendilerini pislikle ovmaya başlamışlar. Öyle ki gemideki aralarda kalmış pisliği dilleriyle sıkıştıkları yerden çıkaranlar dahi olmuş. Gemide bir gram pislik bırakmamışlar.''
 
Herkes dikkat etsin de, pisliğini yalamak zorunda kalmasın.
 
Yakın gelecekte suç ortaklarının düşeceği durum,üç maymunu oynayanların durumu,deve kuşlarının durumu,o inkarcıların durumundan farksız olmayacaktır.
 
Kin ve nefret ekenler gün gelir zehir yemeye mecbur kalır!!!!..
 
93 harbini her açıdan bilmeyen,Balkan savaşlarını her açıdan bilmeyen bugün Türkiye de ki gelişmeleri okuyamaz.Ukrayna-Kırımı okuyamayan,Yugoslavya'nın nasıl parçalandığını en ince ayrıntısına kadar bilmeyen,Suriye'nin,Kuzey Afrika'nın,Kafkasların bu duruma nasıl geldiğini ve gelecekte neler yaşayacağını bilmeyen Türkiyenin nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu göremez,bilemez..
 
Irak'ı 2 haftada Amerikalılara altın tepsi içinde sunan yaklaşık 50 yıl önce Kadiri tarikatından çıkan Kesnizani cemaatini bilmeyen Gülen Cemaatinin nasıl büyük bir tehlike olduğunu bilemez,göremez.Kesnizani cemaati ile bire bir aynı olduğunu göremez,bilemez..
 
Balkan savaşları ve sürgününde 5 milyon vatandaşımız soykırıma uğramıştır.Anadolu medeniyetler mezarlığıdır,kendini bilmeyen,özünden kopan milletler şuan toprak altındadır,bu topraklardan kimler geldi kimler geçti,ne sanıyorsunuz böyle giderse bize bu toprakları bırakırlar mı?
Değerleri savunmadan parti büyür mü?İlkesiz siyasetin kimseye faydası olur mu?
 
İl başkanı''Genel Merkeze verdiğiniz Bol sıfırlı çekleri alın diyecek,adaylaşma süreci hakkında bol rüşvet ve kirli söylentiler olacak,inandığım parti Gülen Cemaati ile bir anılmaktan rahatsız olmayacak,Gülen Cemaati bir sivil Toplum örgütüdür diyecek,PM üyesi ve Genel Başkan yardımcısı BDP ye oy atın diyecek,kendi genelgesine uymayacak,şimdi beşli komisyon üyeleri ve Sezgin Tanrıkulu hakkında da Cumhuriyet Savcılığa Suç duyurusunda bulunacağım...
 
Cumhuriyet Halk Partisinin temeli Vatan Ve Hürriyet Örgütüdür....
 
1906 yılında, Selanik'te, Mustafa Kemal Atatürk ve Ömer Naci, Hüsrev Sami (kızıldogan), Hakki Baha (pars), Mustafa Necip gibi yakin arkadaşları tarafından gizli ve ihtilal amacı ile kurulmuş olan dernektir ki;
 
Atatürk'ün aktif siyaset hayatinin miladi olduğu bir kısım araştırmacının hemfikir olduğu konudur.
 
Cemiyet daha sonra, Osmanlı hürriyet cemiyeti'ne katılarak faaliyetlerini bu cemiyet içinde sürdürmüs;
 
1907'de, Manastır'daki 3. ordu'ya tayin edilmesi ile birlikte "ittihat ve terakki" cemiyeti ile birleşmistir.
 
Bu cemiyetin akabinde, kronolojik olarak;
 
1919 yılında Anadolu ve Rumeli mudafaa-i hukuk cemiyeti.
 
Ayni yıl Şark-i Anadolu mudafaa-i hukuk cemiyeti.
 
1923 yılında da Cumhuriyet Halk Partisi kurulmuştur.
 
Kendine CHP liyim diyenler partisinin,ülkesinin,vatanının,milletinin bütün değerlerine sahip çıkacak,değerlere sahip çıkmayanların laflarının altında kalacak adam hiç değilim,birilerinin kalıbını kadar bende sırf beyin var,üç kuruşluk çıkar için değerler peşkeş çekildi..
 
SÜLEYMAN İNCE
 
* * *
 
ARLANMAK
 
Kurt uzaklardan bakar, dalgın görürmüş merkebi, 
Saldırırmış ansızın yaydan boşanmış ok gibi, 
Lakin aşk olsun ki, aldırmaz da,otlarmış eşek, 
Sanki tavşanmış gelen, yahud kılıksız köstebek ! 
Kar sayarmış bir tutam ot fazla olsun yutmayı... 
Hasmı, derken, çullanırmış yutmadan son lokmayı !.. 
Bir hakikattir bu, şaşmaz, bildiğin üsluba sok: 
Halimiz merkeble kurdun aynı, asla farkı yok. 
Burnumuzdan tuttu düşman, biz boğaz kaydındayız ! 
Bir bakın: Hala mı hala ihtiras ardındayız ! 
Saygısızlık el verir... Bir parça olsun arlanın: 
Vakti çoktan geldi, hem geçmektedir arlanmanın !
 
M. Akif Ersoy

Bu haber toplam 11444 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
1 Yorum