Vedat ÖZDEMİR

Vedat ÖZDEMİR

Öyle diyorlar Sayın Bakan'ım!

Öyle diyorlar Sayın Bakan'ım!

 

Sarıyer birkaç gündür “afet riskli alan” ilan edilen Fatih Sultan Mehmet Mahallesi ile Derbent mahallerini konuşuyor.

Aslında bu tür konuların konuşulması, tartışılması ve sonunda en doğru şekle gelmesi açısından olumlu bir süreç yaşanıyor.

Fakat süreci siyasi hesapları ve koltuk bağımlılığı için farklı yöne çeken yerel yöneticiler var. Gecekondu mahallelerinde yaşayan halkın bunlara çok dikkat etmesi gerekiyor.  

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar Sarıyer’e gelene kadar büyük bir bilgi kirliliği yaratıldı. Ne yazık ki belediyeye yakınlığı ile bilinen bazı yandaş gazeteler de konuya tek bir cepheden bakıp bu bilgi kirliliğine alet oldular.

Çözüme giden yolda tam bir çözümsüzlük yaratılmaya çalışıldı. Siyasi çevreler halka yasanın içeriğini çok iyi anlatamadığı için mahallelerde kurulan mahalle derneklerinin yöneticileri de yanlış yönlendirmelerle konuyu siyasi yöne çekmenin peşine düştüler. 

Eğri oturup doğru konuşmak gerekiyor. Mülkiyet için mahallelerde kurulan derneklerin yöneticileri her ne kadar olaya siyasi bakmadıklarını söyleseler de araştırıldığınızda hangi dernek başkanının hangi partinin üyesi hatta delegesi olduğunu açık bir şekilde göreceksiniz.

Dernekleşmek, birlikte hareket etmek güzel bir olay, buna hiç kimsenin itirazı olamaz.  Ancak dernek başkanları siyasi olunca bu birlikteliğin ve dayanışmanın bir anlamı kalmıyor. Halkın lehine olsa da alınan kararlara siyasi bir gözle bakılınca bunun zararını yine halk görüyor. Çözüm bazı kişilerin beklentileri ve siyasi hesapları yüzünden bir noktada tıkanıyor.
 
Bana göre özellikle mülkiyet sorunu için kurulmuş olan mahalle derneklerine yöneticilik yapanların herhangi bir partiye üye olmaları doğru değildir. Mahallede bu sorunu yaşayan herkes bu derneklere üye oluyor. İnsanlar işinde gücünde olduğu için, bu işin takibini dernek yöneticileri yapıyor. Hangi yasada ne var? Çıkan kararlar kendilerini nasıl ilgilendiriyor? Yasadaki hangi maddeler halkın lehine ya da aleyhine? Bunun tüm bilgilendirmelerini dernek başkanları yapıyor. Dernek başkanları da siyasi olunca konuya tek bir pencereden bakıyorlar. Daha doğrusu bu yöneticiler siyasi çevrelerce yönlendiriliyorlar. Böylece dernekler de halkta amaçlarına ulaşamıyor.
 
“Yönlendirme” deyince şimdi dernek başkaları “Bizi kimse yönlendiremez” diye tepki göstereceklerdir. Konunun daha net algılanması için şöyle bir örnek vereyim.

Bilindiği gibi Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar Sarıyer’e geldi. Armutlu’da halka seslenmeden önce muhtarlık binasına geçti. Orada bir dernek başkanı ile kısa bir süre sohbet etti. Aynen şu diyaloglara şahit oldum. Dernek Başkanı, “Sayın Bakanım bu kanunla tüm haklarımızı elimizde aldınız” deyince Bakan Erdoğan Bayraktar şaşırmış bir şekilde dernek başkanının gözlerinin içine bakarak, “Mesela hangi hakkınızı aldık?” diye sordu. Dernek başkanı, “Öyle diyorlar sayın bakanım” diye cevap verdi.

Arkasından bakana bir sitem daha, “Sayın bakanım bu kararla bizim tapu tahsis belgelerimizi iptal ettiniz?” deyince Bayraktar, “Kanunda öyle bir madde mi var ben neden bilmiyorum?” sözlerine dernek başkanı yine “Öyle diyorlar sayın bakanım” dedi. Bakan da “Her denilene inanmayın işte onun için buradayım” dedi.
 
“Sayın bakanım öyle diyorlar” cümlesi halkın siyasi rant uğruna nasıl yönlendirildiğinin net bir özeti. Mülkiyet sorunu çeken halk tarafından çok iyi düşünülmesi gereken bir cümle.
 
Özetle konuyu dışardan objektif bir şekilde gözlemleyen bir gazeteci olarak ben mahalle derneklerine üye olan halka bir öneride bulunmak istiyorum.

Evet, bir araya gelin, dayanışma içerisinde olun ama konuya tek taraflı bakan dernek başkanlarınızın size anlattıklarını,  siz de değişik çevrelerden araştırın ve öğrenin.

Çocuklarınızın geleceğini birkaç kişinin siyasi hesaplarına kurban etmeyin.
Elinize gelen fırsatları da kaçırmayın...

Bu yazı toplam 6144 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
5 Yorum
Vedat ÖZDEMİR Arşivi