Dr. Cengiz Alp: Daha karar vermedim

2014’te yapılacak olan yerel seçimlerde CHP’den Sarıyer Belediye Başkanlığı için adı geçen Sarıyer siyasetinin önemli isimlerinden Dr. Cengiz Alp Sarıyer Manşet’e konuştu.
Adaylık için vermiş olduğu bir kararının olmadığını belirterek, koşulların oluşması ve toplumun geniş çoğunluğunun isteği doğrultusunda bunu bir görev olarak kabul edebileceğini söyledi. Sarıyer’e yabancı, ithal bir adayın ise doğru olmayacağının altını çizen Alp, CHP Genel Merkezi’nin aday belirlenmede ön seçim yolunu tercih etmesi gerektiğini belirtti.
 

Sarıyer Tıp Merkez’deki odasında Sarıyer Manşet Gazetesi’nin İmtiyaz Sahipleri Vedat Özdemir ve Ömer Canıbeyaz’ı konuk eden Dr. Cengiz Alp sorulan tüm sorulara net ve samimi cevaplar verdi. 

Sarıyer’de de İstanbul’da da yerel seçimler yaklaşırken medyanın yönlendirmesi söz konusu. Zaman zaman anketler açıklanıyor. Sarıyer’de eşitliğin bozulduğu, AKP’nin öne geçtiği yönünde anketler yayınlandı. Sarıyer’de CHP’li bir belediye var. Büyükşehir’in baskısı altında çalışan bir belediye, Sarıyer’deki büyük projelere Büyükşehir’in onay vermediğini biliyoruz. Bu bakımdan bir takım sıkıntılar yaşandı. Her şeye rağmen Sarıyer modern yaşamın olduğu, Boğaz’ın en güzel yeridir. Önümüzdeki yerel seçimde CHP’nin tekrar iktidar olacağını düşünüyorum.
 

Bundan 15 seneki nüfus dağılımı artık yok. Sarıyer’de siteleşme, villalaşma var. Burada oturan nüfus yoğunluğunda laiklik duyarlılığı, yaşam biçimi nedeniyle CHP’ye yönleneceğini düşünüyorum. Bu böyle söylendiğinde de gereğini yerine getirmek lazım, çok çalışmak lazım. Bizlere düşen görev de; belediyemizin nerede, ne yaptığı ve yapamadıklarının gerekçelerini de anlatarak toplumu ikna etmektir. Önümüzdeki dönem de kim aday olacaksa onun projelerinin de topluma anlatılması lazım. Birlikte çalışıldığı zaman bu sürecin başarıyla sonuçlanacağına inanıyorum.
 

Benim belediye başkan adaylıklarında olmazsa olmazım var. Adayın o bölgenin insanı olması gerekiyor. İthal adayı kesinlikle kabul etmiyorum. Sarıyer’e İstanbul’un veya Türkiye’nin başka bir köşesinden bir aday getirilmesini hiçbir şekilde kabul etmiyorum. Çünkü Sarıyer’de bu işi yapmaya yetenekli CHP içerisinde arkadaşlarımızın olduğunu biliyoruz. İkinci olarak mutlaka bu işe emek veren, seçim süreçlerini götüren partililer ile bir anket değerlendirmesi yapmak ve eğilim yoklaması gerçekleştirilmesinin taraftarıyım. 

Delegeleri veya üyelerin tümünün katılımıyla gerçekleştirilecek bir ön seçimle adayın belirlenmesi gerekir. Bu üyelerimize, delegelerimize; il başkanımızı, genel merkez yöneticilerimizi seçtiriyoruz. Belediye başkan adaylarımızı seçtiremiyorsak bu doğru olmaz. Doğru olan partinin üyelerinin sağduyusuna güvenmesidir. Ankara’dan İstanbul’un bir belediye başkanını seçme hakkını vermemek lazım. Demokrasi bu değil. Bu konuda Sayın Kılıçdaroğlu’nun taahhüdü var. Yerel seçimlerde adaylar ön seçimle belirlenecek. Ben bu sözünde duracağını düşünüyorum.
 

Adaylık için vermiş olduğum bir karar yok. Ama ismimizin ortalarda dolaştığını, yerel basında yazıldığını biliyorum. 30 yılı geçmiş süre içerisinde Sarıyer’de her eve hizmet etmiş bir insan olarak, adımın geçmesi çok doğal bir şey. Ben bunu toplumun bana onur verici bir davranışı olarak görüyorum. Ama istediğim şartlar oluşursa, toplumun büyük bir çoğunluğunun anketlerde, eğilim yoklamasında bana yönelik bir teveccühü olursa bunu bir görev olarak kabul edebilirim.
 

Adaylar çıkacaktır, çıkmasını da teşvik etmek gerekir. Çok sesliliği savunan bir partiyiz. Bu bir yarış sonuçta. Hepimizin dileği, kazanılmış olan bir mevziiyi tekrar sosyal demokratlara vermektir. Ben bu iş için, aday olsam da olmasam da maddi-manevi tüm gücümü vererek burada seçimlerin kazanılması yönünde çalışacağım. 

Zamanlama olarak adayların adaylıklarını açıklaması sizce erken mi? 

Hayır, erken olduğunu düşünmüyorum. Adayların önünü kesmemek lazım, proje bazında; meclis üyelerinin şimdiden ortaya çıkarak ben adayım demesi gerekiyor. Seçime son bir-iki ay kala bir aday çıkarıp arkasında seçim kampanyası yürütmeyi doğru bulmuyorum. Çünkü kimin ne dediği belli olmuyor ve kargaşa yaşanıyor. Sonrasında ilçelere yazık oluyor. Ben yaklaşık bir yıl önceden aday belirlenmesi taraftarıyım. Böyle olunca projeler anlatılır, aday kamuoyuna kendisini daha iyi kabul ettirebilir.
 

Tüm parti adaylarının kamuoyu önünde, konferans salonlarında proje bazında bir moderatörün eşliğinde en az üç defa yan yana gelerek Sarıyer halkına hitap etmelerini istiyorum. Ben şahsen aday olsam bunu zorlarım. Avrupa’da yapılan bu uygulama neden Sarıyer’de yapılmasın? Kimin ne projesi var, başarısız olursa ne taahhüt ediyor, neden aday oldu Sarıyerlilere adaylar bunu anlatmalılar.
 

Büyükşehirde bir iktidar yorgunluğu var. Medya tarafından başarılı gibi gösteriliyor Büyükşehir ama son derece başarısızlar. Dünyanın metropollerinin hepsini gezin böyle bir rezalet göremezsiniz. Bir yakadan bir yakaya geçmek 3-4 saati bulabiliyor. Yani ulaşım master programı halen daha tamamlanmış değil. Şehrin merkezlerine rant alanları açılarak gökdelenler yapılıyor. Burada çalışan on bin kişi bir anda ulaşım ağına giriyor ve trafiği çıkmaza sokuyor. Köprü bakımı yapılıyor, 15 gün İstanbullulara neler çektirdiler. Böyle bir metropol olabilir mi? AKP 10-12 yıldır İstanbul’da bizim yaşamımızı kolaylaştıracak çok şey yapmadı. Hiçbir şey yapmadı demiyorum ama radikal anlamda yapılmış bir şey yok. Bunları çözümleri ile anlatırsak Büyükşehir Belediyesi’ni de alacağımızı düşünüyorum.
 

Önümüzde 12 ay gibi bir zaman var. Bu süreçte çok şeylerin değişeceğine inanıyorum. Türkiye’de bir günde bile çok şeyin değiştiğini biliyoruz. Şuan da Türkiye, İmralı sürecini yaşıyor. Bu sürecin partilere nasıl yansıyacağı konusundaki gelişmeleri önümüzdeki zaman diliminde göreceğiz. Hepimizin dileği tabi ki, toplumda kan dökülmesinin önüne geçilmesi ve barışın sağlanması. Parti olarak genel merkezimizin tavrı, yaşanılan sürecin toplum önünde açık yürütülmesi. Doğru olan da budur. Türkiye iç dinamikleri ile güvenilir bir şekilde siyasetçilerin TBMM’de bu müzakerelerin açık bir dille yapılması ile çok şey kazanılacağına inanıyorum. Ben Türk halkının kaos, şiddet ortamı olmadığında daha rahat düşüneceğine inanıyorum. Bu sağlanırsa insanlar daha rahat düşünebilecek ve daha çok kafasındaki partiye oy verebilecek. Çünkü baskı ve terör ortamı insanları farklı yönlendiriyor.