CHP'li Ali İhsan Özdemir'den çarpıcı açıklamalar

Ortaya konulacak projelerin belediye bütçesiyle doğrudan orantılı olması gerektiğinin altını çizen Özdemir, “Kaynağınız olmadan plan yapıp, proje anlatırsanız mahcup olursunuz. Ben finalde CHP'yi ve kendimi mahcup edeceğim işe girmem. İlk projem, Sarıyer Belediyesi’nin bütçesini mali disiplin altına almaktır” dedi. Özdemir, açıklamalarını Mevlana’nın sözüyle bitirerek göndermeler yaptı. 

20 yıla yakın zamandır iş hayatının içindeyim. Taşımacılıkta, Türkiye'nin önemli firmalarını yönettim. 2003’ten bu yana Antalya'da toplamda 75 bin yatak kapasiteli dünya markası otellere teknik danışmanlık yapan bir şirketim var. Ayrıca aynı tesislere teknik hizmet veren ikinci bir şirketim var. Rakamlar hayatım oldu desem yeridir. Sorunuza iki aşamalı cevap vereceğim.
 

İlk olarak; aday adaylarına projen nedir diye soruyorlar! Biz de başlıyoruz anlatmaya... Birbirimizi ikna etmeliyiz tamam da: kaynak nereden? Bunun cevabı Sarıyer Belediyesi’nin bütçesinde yatıyor işte. Kaynağınız olmadan plan yapıp proje anlatırsanız mahcup olursunuz. Ben finalde CHP'yi ve kendimi mahcup edeceğim işe girmem. Yaradılışıma uygun değil. Her yerde söylüyorum: İlk projem, Sarıyer Belediyesi’nin bütçesini mali disiplin altına almaktır. Türkiye ekonomisinin geldiği olumlu yer Sn. Kemal Derviş'in politikalarının neticesidir. O politikaların günümüze olumsuz yansımaları ise operatör hatalarından ibarettir. Anlatmaya çalıştım ki; İşletme ve iktisat, eğitiminizin ya da meraklarınızın dışında kalmışsa iyi inşaatçı olsanız dahi her girişiminiz iflasla, tükenişle sonuçlanır. Mesela Eskişehir'in imarda elde ettiği başarı Yılmaz beyin iktisatçı kimliğine aittir. Buna, mevcut imar mevzuatı açısından bakıldığında Sarıyer'in kısıtlı alanlar zengini (!) bir ilçe olduğunu ilave edince; çarpıcı projeler üretebilmek için yeterince kaynağa sahip olmadığınız anlaşılır.


 

İkincisi ve önemli ise şu; Sarıyer Belediyesi’nin SSK borcu 13 milyon liradır ki; bu 30 yıllık borçtur. Bu borcun günahı son 30 yılda riyaset etmiş belediye başkanlarının hepsine aittir. Yine faiz hariç vergi borcu 50 milyon liradır ki; borcun sahibi, Türkiye'de kuvvetli iktidarları olan ANAP, REFAH-YOL, AKP hükümetlerinin belediye başkanlarınındır. Yukarıda verdiğim rakamlar sadece Şükrü beyin döneminde oluşmuş bir sonuç değildir. Dolayısıyla söylenebilecek son söz; kötü yönetimle imar gelirleri azalmış, harcamaları plansız artmış Sarıyer Belediyesi; iktisat bilimi açısından yönetilebilir olmaktan çıkmıştır. Bu 30 yıllık anlayış yeni katılan mahallelerin yaratacağı katma değerden de istifade edemez. Sonuç olarak; Sarıyer'in anlattığım talihsiz 30 yıllık serüveninde pay sahibi olan AKP'nin muhtemel adayı Sn. Sedat Özsoy’la yarışmanın beni ve partimi çok yormayacağını söyleyebilirim.
 

Belediye başkanlığı kuşkusuz önemli bir makam, ben makamı küçümsemiyorum, ne haddime... Ancak partimin belediye başkan adayı olayım diye her kılığa girmeyeceğimi ifade etmeye çalışıyorum. Ar sahibi komşularım, utanacakları bir iş yapmaktan nasıl kaçınırlarsa ben de kaçınırım. Ali İhsan Özdemir; kardeşleri için, akrabaları, dostları için bugüne kadar ne ise bundan sonra da o olarak kalır. Önceliğim budur. Aday adaylığı sürecinde saydıklarımın bildiği Ali'ye hasar verecek bir duruma asla izin vermem. Yaşamımın sonu da olsa... İyice bildiğim bir şey varsa o da bu sürecin biteceği. 40 yaşındayım. Aklımın önüne geçecek hırslarım olması için oldukça yaşlıyım ben. Bununla beraber arkadaşlarımın heyecanını da anlıyorum, her birinin canı sağ olsun.  

Asıl mesele, Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm değerleriyle beraber geldiği yerdir. Halkın talepleri; derhal toplumsal barış istikametindedir. Mevcut iktidarın bunu sağlamaktan uzaklaştığı herkesçe gözlenmektedir. Yurttaşların kişisel talepleri Türkiye gündeminden düşmüştür ve bu düşündürücüdür. Dikkat edilirse daha çok savaş karşıtlığı, daha çok demokrasi ve özgürlük talepleri gündemi oluşturmaktadır. Genel konjonktür hepimize yerel seçimlerde önemli sorumluluklar yüklemektedir. Bu şartlarda kişisel bekâ için, hiç kimsenin tüm ulusun kaderiyle oynama hakkı yoktur, vebali büyüktür. Başka partilerle organik bağı olanlar mı ararsınız, yakın geçmişte kaybettirmeye çalışmışlar mı ararsınız... Bu saydıklarım CHP'lilik nezaketini, hoşgörüsünü ve misafirperverliğini yanlış anladılar, meydanı boş bulduk zannettiler! Burada oyun oynamıyoruz. Kişisel bekâsı için uğraşanlar cemiyet hayatında nasıl sırıtıyorlar da farkında değiller. Akılları başlarından gitmiş onların. Bu sürecin selametle sonuçlanmasında en önemli sorumluluk Genel Başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarına aittir. O sorumluluğun neticesinden Sarıyer'de Ali ihsan Özdemir çıkmayabilir, sakıncası da yoktur. Ancak bilinmelidir ki; bu Ali İhsan Özdemir hissettiği sorumlulukla aday adayı olmuştur, Sarıyer'de aksi giden bir şeyler vardır!


 

Buraya kadar olan gelişmelerden önseçim olmayacağını anladım, makul gerekçeleri de yok değil. Ancak hakim nezaretinden müstakil eğilim yoklaması parti yöneticilerini de zan altında bırakmaz. Bu hal ve gidişe itirazı olan partilileri de vebal altında bırakmaz. Ben aday adayı olarak üyeyle yapılacak eğilim yoklamasının sonuçlarına saygıyla eğilirim. Bugünün CHP'si bundan korkmayacak kadar demokrat cesaretine sahip bir partidir. ‘Ben parti içi demokrasiye karşıyım’ diyen kimse el kaldırsın biz de bilelim.

Benim ne düşündüğümün bir önemi yok. Benim açımdan cüzdanında CHP kimliği taşıyan herkes Sarıyer'de aday olabilir. Mesele diğer Sarıyerlilerin ne düşündüğü! CHP, Sarıyerliler benim gibi düşünmüyorlar! Onlar için partili olan, Sarıyer ilçe örgütünün tanıdığı kişilerdir. Onlarla eylemlere gitmiş değilseniz, emek vermiş değilseniz Sarıyerli değilsiniz. Ben bunu değiştiremem. Değiştiririm diyen çıksın yöntemini söylesin ben de bileyim. Hangi aday adayı arkadaşım derse ki, ben tabanımı ikna ederim, sadece soruyu soranı yanıltır. Sarıyer bu meselenin eziyetine, yoğun olarak maruz kalmış bir ilçedir. Örneğin, bizim 2004 seçimlerini kazanmamız gerekirdi ama olmadı... Gerekçesi, kulaklarını Sarıyer CHP'ye kapatan bencillerdir.
 

Mevlana'ya mal edilmiş bir dörtlük söylemek isterim, benim için de herkes için de geçerlidir. 

Yüzde ısrar etme, doksan da olur.

İnsan dediğin de, noksan da olur.

Sakın büyüklenme, elde neler var,

Bir ben varım deme, YOKSAN da olur...